Burak Abatay
BBC Türkçe
Bugünlerde İstanbul’da Adalar sakinlerinin birçoğu yaşadıkları yerin geleceği hakkında kaygılı. Bunun nedeni uzun süredir beklenen ve geçen ay askıya çıkarılan koruma amaçlı imar planı.
Endişelerin nedenleri arasında söz konusu koruma planının kıyı şeridini kapsamaması ve bazı yapılar hakkındaki yapılan tanımlamalar var. Bu endişeler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na itiraz yoluyla iletildi.
Prens Adaları ya da bilinen adıyla Adalar, yüzölçümü itibarıyla büyükten küçüğe Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Tavşan Adası ve Kaşık Adası’ndan oluşuyor.
Adalar, yıllardır koruma planına sahip değil.
1984’te ilk kez sit alanı olarak ilan edilen Adalar’ın ilk koruma planı 1991’de hazırlandı. 1994’te bu plan üzerinde bazı revizyonlar yapıldı.
2011’e gelindiğinde ise dönemin AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yeni bir plan hazırlandı. Ancak bu plan 2018’de açılan davaların ardından mahkeme tarafından iptal edildi.
Bu tarihten itibaren ise Adalar’ın herhangi bir koruma planı olmadı.
2019’daki yerel seçimlerden sonra CHP’li İBB yönetimi, Adalar halkının da katıldığı toplantılarla yeni bir plan üzerinde çalıştı.
Ancak Kasım 2021’de Resmi Gazete yayımlanan kararla Marmara Denizi ve Adalar, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edildi. Böylelikle Adalar ile ilgili hazırlanacak herhangi bir koruma planında yetki, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildi.
Öncesinde bir plan üzerine çalışmaya başlayan İBB ise tamamladığı koruma planını Bakanlık ile paylaştı. Bakanlık da yaptığı değişiklilerle birlikte hazırlanan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı 28 Temmuz itibarıyla askıya astı.
Bu plana bir aylık itiraz süresi ise doldu. 60 gün içerisinde tüzel kişiler ve şahıslar idare mahkemesine iptal davası açabilecek.
Bakanlığın da itirazlara cevap vermesi olasılıklardan birisi. Ancak Mimarlar Odası, itirazlardan olumlu bir cevap alabileceklerini düşünmüyor. Bu nedenle de plana dava açma hazırlığında.
Şimdi adalılar arasında planın geleceği konusunda bir bekleyiş var.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlamadı.
Adalılar neye itiraz ediyor?
Burgazada’da yaşayan avukat Sema Genç, Adalar’ın tümünde koruma planına uzun zamandır ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Ancak Genç, sahillerin ve kıyı şeridinin plana dahil edilmemesinden dolayı endişeli.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Esin Köymen, kıyılara planda yer verilmemesinin imar planı yapmanın evrensel bilimsel ve teknik kurallarına aykırı olduğunu savunuyor.
Köymen, “Bu bir ada. Ada dediğimiz şey kıyı silüetidir” diyor ve işletme yetkileri de dahil olmak üzere tüm yetki bakanlığa verilmişken kıyıların plan dışında bırakılmasının büyük bir soru işareti olduğunu belirtiyor.
2018’de iptalle sonuçlanan koruma planında Büyükada sahilinde oluşturulacak dolgu alanda bir helikopter pistine yer verildiğini hatırlatan Köymen, “Kamu yararının dışında diyerek dava açtık. Hem idarede hem de istinafta davayı kazandık. O gün dava açma gerekçelerimizin bugün ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı bizim için son derece önemli. Bununla ilgili bir şey yok. Çünkü ortada kıyılar yok” diyor.
Köymen, ikinci bir itiraz gerekçesi olarak Adalar’daki Heybeliada Sanatoryumu gibi tescilli yapılar için planda herhangi bir fonksiyon belirtilmemesini gösteriyor.
Daha önce bu yapının Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrinin açılan davayla engellendiğini vurgulayan Köymen şöyle devam ediyor:
“Tescilli birçok yapıda fonksiyon belirtilmiyor. Dolayısıyla bu başlı başına bir olay. Tescilli yapıların akıbetini bilmiyoruz. Bu, istediğiniz kişiye devrini yapabileceğiniz anlamına gelebilir. Kim alacaksa da ona göre fonksiyon verilir. Böyle bir koruma planı yapılamaz.”
Adalılar Burgazada’da Cennet Bahçesi’nin bulunduğu bölgedeki araziye “Konaklamalı Turizm – Otel” fonksiyonu verilmesine de karşı çıkıyor.
Buranın Adalar’da öne çıkan bir kültürel alan olduğunu belirten Adalılar, otel yapılma ve turizme açılma riskiyle karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.
Ada halkı, atık su tesisleri, ulaşım ve afet sonrası toplanma, geçici yerleşim alanları gibi kritik konuların planda yer almadığını belirterek plana itiraz ediyor.
Yapılacak yeni evlerin yüksekliğinin 6,5 metre ya da başka bir deyişle iki kat ile sınırlandırılmasını olumlu bulan Adalılar, buna karşın mevcut yapılar içerisinde bunun çok üzerinde yükseklikte binalar olduğunu da kaydediyor.
Adalılar, bu nedenle deprem tehlikesi karşısında mevcut daha yüksek yapıların yenilenmeme ihtimalinin görmezden gelindiğini düşünüyor.
Burgazada sakini Sibel Horada, “Bu, mevcut yapı stoğunun yenilenmesinde engel olabilir. Mevcut plan dahilinde 3-4 katlı evlerin yenilenmemesi söz konusu” diyor.
İBB: Kıyı alanlarında yeni dolgu oluşturulması engellendi
İBB, kendileri tarafından hazırlanarak Bakanlığa sunulan planda kıyı şeridinin yer aldığını ancak Bakanlığın bunu daha sonra çıkardığını söyledi.
Yapılan açıklamada plan bütünlüğünün olumsuz etkilenmediği vurgulandı ve planla kıyı alanlarında yeni dolgu alanlarının oluşturulmasının engellendiğini belirtildi.
Sedef Adası’nda bazı bölgelerin sit alan derecelerinin düşürülmesi de tartışmalardan bir diğeriydi. Bu bölgelerin imara açılacağı anlamına gelmediğini belirten İBB, Bakanlığın “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olan bölgeyi “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak revize etmesi için ise dava açacağını açıkladı.
İBB, planla birlikte Adalar’da nüfusun arttırılacağı yönündeki iddiaları da reddetti.
Mevcut konut yapı sayısının 5 bin 479 ve buralardaki birim sayısının da 16 bin 978 olduğunu belirten İBB, ortalama hane büyüklüğünün 2,5 (TÜİK ortalaması) olarak hesaplandığı senaryoda nüfusun 42 bin 445 olabileceğini belirtti.
2020 yılı nüfusun 16 bin 33 olduğunu hatırlatan İBB, planla birlikte bağımsız birim sayısının 16 bin 978’den 12 bin 584’e düşürüldüğünü; dolayısıyla oluşabilecek en fazla nüfusun da 42 bin 445 kişiden yaklaşık 31 bin kişiye düşürüldüğünü aktardı.
İBB, Cennet ve Madam Martha Koyları’nın gerisindeki alanlarının çevreyle uyumlu olarak yapılaşabileceğini ancak koyların kendisinin imara açılmadığını açıkladı.
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül: Bakış açımız Adalar’ın kıyılarının da korunması
BBC Türkçe’nin konuştuğu Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, kıyıların plana dahil edilmemesinin Adalar’da tartışılan bir konu olduğunu kabul ediyor.
Ancak Gül, “Gerekçesi henüz yok. Ama Bakanlık yetkililerinden özel olarak kıyıların başka bir mevzuata sahip olduğun ve bir kıyı planlanmasının yapılacağını duydum” diyor.
Planın koruma amacınını taşıdığını belirten Gül, halkın çevre konusundaki kuşkularına saygı duyduğunu belirtiyor.
Kendisinin bu kuşkuları taşıyıp taşımadığı konusunda yönelttiğimiz bir soruya ise, “Türkiye’deki çevre meselesinin ancak aşırı duyarlılıkla korunabileceği gerçeğiyle ben de karşı karşıyayım. Bu yüzden bilmediğim bir konu hakkında bu aşamada bir şey söylemem zor olur. Bakış açımız Adalar’ın kıyılarının da korunması. Bunun tersini düşünmek istemiyoruz” diyerek yanıtlıyor.
Gül, Adalar Belediyesi’nin de kıyıların planda yer almamasına itiraz ettiğini söylüyor.
‘Bir plana ihtiyacımız elbette var ama böyle değil’
Burgazada’da yaşayan tiyatro oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Tilbe Saran ise suda ya da karada yapılacak herhangi bir şeyin geri dönüşü olmayacak sonuçlar doğurabileceğini düşünüyor.
Saran, “Bir plana ihtiyacımız elbette var. Ama böyle değil” diye devam ediyor.
Avukat Sema Genç de plandaki belirsizliklerin bir an önce giderilerek revize edilmesini talep ediyor.